..........GEÇMİŞTEKİ GELENEKLERİ, OYUNLAR, DÜĞÜNLER, YÖRESEL GİYSİLER, YÖRESEL YİYECEKLER.........
1970'li yıllara kadar Bağlum'daki düğünler 7 gün sürerdi. Perşembe günü başlar, ertesi hafta perşembe günü ikindi vakti biterdi. Gelin atla getirilir davul çalınırdı. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece zihaf gecesiydi(halkın manevi değerine bağlılığı ve hassasiyetini sadece bu gelenekte bile görmekteyiz). 1970'li yıllardan itibaren düğünlerin Cuma günü başlayıp Pazar günü bittiğini görüyoruz( Bunun sebebide halkın büyük bir kısmının o dönemde resmi kurumlarda çalışmaya başlamasıyla gelen bir zaruriyetten ibarettir). Artık günümüzde bu adet bile tarihe karışmaktadır.
Düğünlerde kadınlar fındıklı adı verilen geleneksel bir giysi giyerdi. Genç kızlarda harbalı adı verilen üzeri sim işlemeli, gümüş kemerli geleneksel bir giysi giydiklerini görüyoruz. Normal hayatta kadınlarımızın başlarını yemeni ve yaşmak adı verilen örtüyle örttüklerini, yakın tarihe kadar fistan adı verilen elbise giydiklerini şalvar kullandıklarını görüyoruz
Turşu, yoğurt, pekmez, hoşaf ve gözleme hala Bağlum'un vazgeçilmez yiyeceklerindendir. Yöresel tatlı olan hoşmerim ise özel günlerin yiyeceğidir. Hala 60 yaş üstü kadınlarımız tarafından yapılır. Ankara Armutunu pişirerek armut tatlısıda çokca yapılırdı.
Yakın tarihe kadar ekmek köy fırınlarında yapılırdı. Ayrıca bazlama'da yöremizin ekmeğidir. Tarhana çorbası, Yaprak sarma, etli bulgur pilavı, kuru fasulye, hoşaf, çekme pişmaniye geleneksel düğün yemeklerimizdir.
Dini bayramlarımızda nişanlı gençler kız evine el öpmeye arkadaş gruplarıyla kalabalık bir şekilde seğmen oynayarak, silah atarak gitmeleri yine yakın tarihe kadar devam eden geleneklerimizden biriydi. Köyden köye düğün okuyuntusuna köyün gençleri delikanlı başının liderliğinde atlarla gider gelirlermiş.
Köyün gençleri 60'lı yıllara kadar delikanlı başının komutasında hipodrumdaki Cumhuriyet Bayramı şenliklerine gider, Seymen alaylarının geçiş törenlerine katılırlarmış.
Cirit oyunu yöremizde ısıtma çeşmesinin üzerinde oynanan bir oyunmuş.
Sinsin; Hanönü dediğimiz yerde büyükçe bir ateş yakılır. Delikanlının biri meydana çıkar, meydan okur, ateşin etrafında döner, karşısına rakip çıkınca kaçar, kaçmazsa sırtına yumruğu yermiş. Ateşin üzerinden yiğitlik olsun diye atlarlarmış. Bu oyun oynanırken gençlerin başında yine delikanlı başı bulunurmuş.
Geleneklerinde, göreneklerinde, giyiminde mutfağında Anadolu Türkmen köylerinin ortak özelliklerini gördüğümüz Bağlum değişimini devam ettirmekle birlikte, Tarihten gelen köklü yapısı ve manevi değerleri ile geleceğe umutla bakmakta, aslımızı unutmadan Müslüman Türk kimliğimize, Türk-İslam kültür ve medeniyetiyle birlikte kıyamete kadar sahip çıkacağımıza, geçmişte ödediğimiz bedelleri, gelecektede ödemeye hazır olduğumuzu, Vatan ve Millet düşmanlarına duyururuz...
Bu vatan toprağının kara bağrında
Sıra dağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...........
|